Singularity – Tekillik Günleri Hızla Yaklaşıyor
Önce singularity kavramının anlamını netleştirelim.
Wikipedia, singularity (teknolojik tekillik) kavramını şu şekilde tanımlıyor: “gelecekte yapay zakanın ötesine geçerek, medeniyeti ve insan doğasını radikal bir biçimde değiştireceğine inanılan hipotezsel nokta. Böyle bir zeka, insanlığın tasavvur edebileceğinden daha üstün kabiliyetli olacağından, insanlığın geleceğini öngörülemez bir hale getireceği düşünülmektedir.”
Kurzweil, bu kavramı şu sözlerle daha da somutlaştırıyor: “İnsanlığın önünde iki seçenek var. Dünyaya geldiğimiz beden ve teknoloji sayesinde kavuştuğumuz beden. İnsan iskeletindeki kemiklerin malzemesi iyi değil. Çelik çok daha iyi. Çok etkin işleyen mekanik hücreler yakın gelecekte doğal hücrelerin yerini alacak. Bedene yerleştirilen yapay kol, bacak gibi organlar doğal uzuvlardan daha güçlü ve dayanıklı.”
Asıl kritik nokta, yapay zekanın yaptıklarının, insanoğlunun zekası tarafından anlaşılamayacak kadar gelişmesiyle ortaya çıkacak. Böyle bir durumda, yapay zeka tarafından yaratılacak olası olumsuz etkilere karşı -ne olup bittiğini anlayamayacağımız için- önlem alamaz duruma geleceğiz. Türümüze en yakın primatlardan şempanzeler için bile bizim konuşmalarımız, yazdıklarımız, teknolojik uygulamalarımız neyse, singularity aşamasına ulaşmış yapay zekanın iletişimi ve yaptıkları da bizler için benzer konumda olacaktır.
Konu, her ne kadar bir bilimkurgu teması gibi görünse de, yapay zekanın gelişme hızı artık bu düzeye ulaşmanın çok uzakta olmadığını gösteriyor.
Neanderthal insanın, homo sapiens tarafından ortadan kaldırılması gibi; yapay zeka ile donanmış robot veya insanımsı varlıklar karşısında “doğal” insanoğlu da büyük bir olasılıkla tarih sahnesinden silinecektir. Bu gelişmeler bir “hızlandırılmış evrim” mekanizmasına bağlı olabilir. Her ne kadar teknolojiyi kullanıyor olsak da, kolayca kontrol edemeyeceğimiz sayıdaki parametre yüzünden biyolojik yaşamımıza yaptığımız müdahalelerin pek çoğu bir mühendislik ürünü olmaktan çok “rasgele” deneme-yanılmalardan ibaret kalıyor. Günümüzün süper bilgisayarları bile hala yeterince hızlı değil. Kuantum bilgisayarlar bile ikili hesaplama sistemlerine kıyasla aşırı bir gelişme sağlayamayabilir. Şu anda öngöremediğimiz yeni teknolojiler devreye girmedikçe, teknolojimizin “tekillik” düzeyine ulaşacak yapay zekayı yaratmada yetersiz kalması mümkün.
Günümüz şartlarında asıl yapmamız gereken, teknolojik gelişmelerin doğal yaşantımıza her geçen gün daha fazla karıştığının bilincinde ve farkında olmak. Bu farkındalığı bilerek kendi lehine kullanabilenler kendilerine yepyeni bir dünya yaratırlarken, geride kalanlar kaynakları hızla tükenen ve doğal ortamları hızla kirlenen bir yaşamı paylaşmak zorunda kalacaklar.
content.time.com sitesinde yayınlanan yukarıdaki grafik 1900-2045 yılları arasındaki teknolojik gelişimi özetliyor. Geçmiş yıllara ilişkin gelişmeleri gündelik hayatımızda da yaşıyoruz. Geleceğe yönelik temel öngörülerin bazıları şöyle:
- 2015: Bilgisayarlar fare beyin kapasitesini aştı: 10 Gigabyte (10^9)
- 2023: Bilgisayarlar insan beyin kapasitesini aşıyor: 1 Petabyte (10^15)
- 2045: Bilgisayarlar tüm insanların toplam beyin kapasitesini aşıyor: 100 Yottabyte (10^26)
Bu tarih, yani 2045, bazı görüşlere göre insanın “ölümsüzlüğün sırrına” eriştiği tarih olacak.
Ne dersiniz?
Ahmet Aksoy
Kaynaklar:
- https://www.singularityweblog.com/james-d-miller-on-singularity-1-on-1-prepare-for-a-smarter-world/
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Singularity_%28teknoloji%29
- http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=281440
- http://content.time.com/time/interactive/0,31813,2048601,00.html
- http://content.time.com/time/magazine/article/0,9171,2048299-1,00.html
- Singularity – Tekillik Günleri Hızla Yaklaşıyor
- http://gurmezin.com/yakin-gelecegimize-iliskin-10-soru/
Benzer bir görüş daha…
https://www.inverse.com/article/28386-singularity-2047